Diverted İleal İnterpozisyon

30.3%

oranında insan ülkemizde obezite hastalığı ile yaşamaktadır.

49%

oranıyla kötü beslenme obezitenin en önemli nedenidir.

6000+

başarıyla tamamlanmış cerrahi operasyon deneyimi

Diverted İleal İnterpozisyon

Diverted İleal İnterpozisyon Ameliyatı Nedir?

Diverted İleal İnterpozisyon nispeten pankreatik rezervi daha kısıtlı olan hastalara uygulanabilecek, zayıf hastalara da oldukça etkili bir şeker ameliyatıdır. En önemli avantajı diğer gastrik bypass ameliyat seçenekleri gibi belirgin emilim eksikliklerine neden olmadan etkinlik göstermesi ve belirgin kilo kaybına neden olmadan etki gösterebilmesidir.

Diverted İleal İnterpozisyon ameliyatında amaç gıda alımını kısmen azaltmak ve gıdanın ince barsak son kısmına (ileum) daha hızlı ulaştırmaktır. Transit Bipartisyon ameliyatından farklı olarak midenin yaklaşık % 20’lik kısmı (fundus bölgesi) çıkarılır, ince barsakların orta ve alt kısımlarının yerleri değiştirilerek (jejenum ile ileumun yerleri değiştirilir) bağlantılar sağlanır ve yukarıya çıkarılan alt barsak kısmına (yukarıya alınan ileum segmentine) mide çıkışı bağlanır. Emilim alanında içerisinden gıda geçişinin olmadığı alan uzunluğu 60-80 cm olması nedeniyle bypasslanan ince barsak segmenti olmadığı kabul edilir ve emilim eksikliğine bağlı vitamin-mineral yetersizlikleri görülmesi genellikle beklenmez.

Günümüzde uygulanan en etkin metabolik cerrahi ameliyatıdır. Zayıf hastalara da kolaylıkla uygulanabilir. Aynı zamanda şeker hastalığı belirgin olarak daha ileri düzeyde olan hastalarda tercih edilmesi gereken ameliyattır.

Diverted İleal İnterpozisyon

Diverted İleal İnterpozisyon Ameliyatı Nasıl Gerçekleştirilir?

Diverted İleal İnterpozisyon ameliyatı laparoskopik (kapalı) olarak yapılır. Bu ameliyattaki temel amaç gıdanın ince barsak son kısmına (ileum) daha hızlı ulaştırmak, kan şekerini düşürücü etkinliği daha hızlı ortaya çıkarmak ve etkinliğin devamlığını sağlamaktır. Transit Bipartisyon ameliyatından farklı olarak midenin yaklaşık % 20’lik kısmı (fundus bölgesi) çıkarılır, bu işlemdeki amaç yeme miktarını bozmadan açlık atağını engellemektir. Sonrasında ince barsakların orta ve alt kısımlarının yerleri değiştirilerek (jejenum ile ileumun yerleri değiştirilir) bağlantılar sağlanır ve yukarıya çıkarılan alt barsak kısmına (yukarıya alınan ileum segmentine) mide çıkışı bağlanır. Emilim alanında içerisinden gıda geçişinin olmadığı alan uzunluğu 60-80 cm olması nedeniyle bypasslanan ince barsak segmenti olmadığı kabul edilir ve emilim eksikliğine bağlı vitamin-mineral yetersizlikleri görülmesi beklenmez.

Günümüzde uygulanan en etkin metabolik cerrahi ameliyatıdır. Zayıf hastalara da kolaylıkla uygulanabilir. Aynı zamanda şeker hastalığı belirgin olarak daha ileri düzeyde olan hastalarda tercih edilmesi gereken ameliyattır. Temel olarak basit görünse de uygulanması oldukça zor bir ameliyattır, ciddi bir uzmanlık ve deneyim gerektirir, dünyada az sayıda merkezde ve az sayıda cerrah tarafından yapılabildiği unutulmamalıdır.

Ameliyat 120-150 dakika arasında tamamlanır. Süreyi belirleyen en önemli faktör kişinin kilosu, anatomisi ve varsa geçirilmiş ameliyatlarıdır.

Diverted İleal İnterpozisyon

Diverted İleal İnterpozisyon Ameliyatının Avantajları Nelerdir?

Bu ameliyatın en önemli avantajı kan şekerinin kontrol altında kalmasını sağlayan bölgeye gıda ulaşımının minimal ince barsak bypass’ı yapılarak sağlanmasıdır. Gıdanın ileal ince barsak segmentine hızlı ulaşması etkinliğin hızlı başlamasını sağlamakla beraber, gıda akımın sürekliliği şeker kontrolündeki etkinliğin devamlılığını sağlar.

Tüp mide veya Transit Bipartisyon ameliyatından farklı olarak midenin sadece % 20’lik kısmı çıkarılır. Buradaki amaç yeme miktarını kısıtlamadan midenin fundus (üst kısım) bölgesinde üretilen ghrelin hormonu (açlık durumunda beynin uyarılmasını sağlayan hormon) üretiminin azaltılması ve sonuç olarak ani açlık sinyallerinin ortadan kaldırılmasıdır. Çıkarılan kısmın yeme miktarına etkisi yok denecek kadar azdır.

Mide çıkışındaki pylor denilen kasın yapısı korunur, yukarıya alınan barsağa yapılan birleştirme ile korunan bu fonksiyon ile midenin ani boşalması engellenir. Böylelikle gıda midede uzun süre kalır, tokluk hissi devam eder. Mideden ileal bölgeye gıdanın kontrollü geçişi ise dumping veya ishal gibi komplikasyonların ortaya çıkışını engeller.

İnce barsakların yerleşimi değiştirilmesine rağmen içinden gıda geçmeyen bir ince barsak alanı neredeyse yoktur (Duedenum ilk 60-80 cm hariç). Alınan gıda sindirim enzimleriyle kontrollü bir şekilde ve etkin noktada karşılaşır, sindirim ve emilim normal olarak devam eder. Gıdanın ince barsaklara geçiş hızı normal olduğu için ishal, Dumping gibi komplikasyonlar görülmez (Gastrik bypass ameliyatlarında alınan gıda hızla ince barsaklara geçer, sindirilmemiş gıdalar ishal ve Dumpingin görülmesini kolaylaştırır).

Pankreatik rezervi ve insülin yanıtı nispeten daha kısıtlı olan hastalara uygulanabilecek, zayıf hastalara da oldukça etkili bir şeker ameliyatıdır. En önemli avantajı diğer gastrik bypass ameliyat seçenekleri gibi belirgin emilim eksikliklerine neden olmadan etkinlik göstermesi ve belirgin kilo kaybına neden olmadan etki gösterebilmesidir.

Kilo kaybettirici etkinliği kısadır (ilk ayda sıvı gıda ile beslenme dönemi hariç), dolayısıyla zayıf hastalara da uygulanabilir.

Video Başlığı

Eşsiz Deneyim

10000’den fazla Laparoskopik cerrahi başarısı ve mutlu hasta deneyimi

Detaylı İnceleme

Ameliyat öncesi ve sonrası ayrıntılı inceleme sayesinde güvenli tedavi süreçleri

Tedavi Sonrası Destek

Tedavi sonrası uzun yıllar süren cerrahi ve diyetisyen desteği ile 7/24 yanınızdayız

Ameliyat Süreci

Hastaların ameliyat öncesi süreçte değerlendirilmesi ve risklerin belirlenerek olası önlemlerin alınması en önemli prensiptir. Cerrahi planlama sürecinde tüm hastaların ayrıntılı incelemeleri yapılmalıdır. Temel amaç olası eksiklik ve hastalıkların tespiti, takiben cerrahi öncesi tedavisi ve gerekirse cerrahinin ertelenmesidir.

Bu amaçla yapılması gereken değerlendirmeleri bakacak olursak bunlar; Akciğer değerlendirmeleri (akciğer grafisi, solunum fonksiyon testleri, göğüs hastalıkları konsültasyonu gibi), Kardiyak değerlendirmeler (EKG, EKO, kardiyoloji konsültasyonu, gerekirse eforlu EKG, Holter, anjiografi), Psikiyatrik değerlendirmeler (ilaç kullanımı, madde bağımlılığı, psikiyatrik hastalık varlığı, psikiyatri konsültasyonu gibi), cerrahi değerlendirmeler (abdominopelvik ultrasonografi, doppler ultrasonografi, geçirilmiş batın cerrahiler), Dahili değerlendirmeler (mevcut başka hastalıklar ve ilaç kullanımı, dahiliye konsültasyonu gibi), endoskopik değerlendirme (endoskopi ile yemek borusu, mide ve ince bağırsakların gözlemlenmesi), Laboratuvar değerlendirmelerdir (kan sonuçları ile karaciğer – böbrek fonksiyonları, kanama zamanları gibi).

Hastaların kullandığı ilaçlar da mutlaka dikkate alınmalıdır (kan sulandırıcı, tansiyon-şeker ilaçları, psikiyatrik ilaçlar gibi). Ameliyat sürecinde bazı ilaçlar kesilmeli veya aynı etkinlikte ilaçla değiştirilmeli, mümkünse en kısa sürede ilacın kullanımına tekrar başlanmalıdır. Ameliyat sonrası ise en erken dönemde hastanın kullandığı ilaçların yeniden başlanması gerekir.

Hastalarda mevcut olan ek hastalıklar varlığında (geçirilmiş operasyonlar, kalp krizi, akciğer enfeksiyonları, nörolojik ve psikiyatrik hastalıklar, hipertansiyon, uyku-apne sendromu gibi) ilgili branşta hasta kontrol edilerek görüş ve öneriler mutlaka alınmalıdır.

Hastanın kullanmakta olduğu ilaçlar mutlaka değerlendirilmeli, ameliyat süreci öncesi ve sonrasında kullanımı planlanmalıdır.

Yüksek riskli hastalar ameliyat öncesi mutlaka hastaneye yatırılmalı ve ameliyat öncesi tedavilerine başlanmalıdır.

Diverted İleal İnterpozisyon ameliyatı sonrası hasta anestezi kontrolünde uyandırılır, her şeyin yolunda olduğu görüldükten sonra hasta odasına alınır. Ameliyat sonrası hastanın yoğun bakımda takip edilmesine gerek yoktur (Uyku-apne gibi özel durumlar hariç).

Ameliyattan 6 saat sonra hasta kontrollü şekilde su içimine başlayabilir, eş zamanlı hasta ayağa kaldırılır ve mini yürüyüşler yapar. Operasyondan 1 gün sonra hastanın yürüyüş sıklığı artırılır, solunum egzersizleri ile hasta desteklenir. Gaz çıkımını takiben sıvı gıdaların tüketimine (tanesiz çorba, komposto gibi) kontrollü şekilde başlanır. Dren bu süreçte çekilir. Klinik durumu gözlemek ve olası komplikasyonları yakalayabilmek adına hasta toplamda 3 gece hastanede yatar ve 4. gün taburcu edilir.

Taburculuk öncesi diyetisyen kontrolünde olacak şekilde beslenmenin tüm ayrıntıları hasta ve yakınlarına anlatılır. Hastanın kullanacağı ilaçlar ve dikkat edilmesi gereken noktalar ayrıntılı şekilde anlatılır.

Ameliyat sonrası diyet ve beslenme şekli diyetisyen kontrolünde anlatılır. Erken süreçte ne yenmeli, hangi hız ve aralıkta tüketilmeli, neler yenmemeli gibi sorular cevaplanır.

Hastalara uymaları gereken 1 aylık bir diyet programı verilir. Burada ki asıl amaç hastanın hızlı zayıflatılması değil, ameliyat sahasının güvenle iyileşmesini sağlayabilmek ve aşırı ve yanlış tüketimle dikiş hattının güvenliğini tehlikeye atmamaktır.

Birinci aydan itibaren beslenme kıvam açısından normale döner. Sağlıklı yaşam ve kontrollü kilo kaybını sağlamak adına tüketilmemesi gereken gıdalar ayrıntılı olarak anlatılır ve hastanın uyum süreci, kilo kaybı ve kan şeker seviyeleri belirli aralıklarla izlenir.

Ameliyat sonrası ilk bir ay kullanılması gereken ilaçlar mide koruyucu, multivitamin ve ihtiyaç halinde ağrı kesicilerdir. Bu ilaçlar ilk aydan sonra kontrollü şekilde bırakılır.

Ameliyat öncesi dönemde kullanılan ilaçların kullanımına geri dönülür. Kısmi zayıflamaya bağlı bazı hastalıkların gerilemesi (hipertansiyon, hiperkolesterolemi gibi) durumunda kullanılan ilaçlar ilgili hekimin bilgi ve önerisi doğrultusunda kontrollü olarak bırakılır.

Şeker ameliyatına uygun olan kişilerde kullanılan şeker hapları ve insülinler ise ameliyat sonrası kullanılmamaktadır.

Laparoskopik Diverted İleal İnterpozisyon ameliyatında görülebilecek komplikasyonlar; cerrahi alanlarda kanama, yara yeri komplikasyonları (yara yerinde enfeksiyon, kötü yara iyileşmesi gibi), spesifik komplikasyonlar (cerrahi alan kanamaları, alan bütünlüğünün bozulması sonrası kaçaklar gibi), cerrahi sonrası cerrahi bölge dışı komplikasyonlar (akciğer enfeksiyonları, idrar yolu enfeksiyonları, kalp problemleri gibi), uzun dönem komplikasyonlar (beklenenden hızlı veya yavaş kilo verme, kilo alımı, vitamin-mineral eksiklikleri gibi) olarak sayılabilir.

Komplikasyonların görülme oranları % birler ve 10 binde, belki de 100 binde birler aralığında değişmektedir. Bu noktada önem kazanan durum ise önlenebilir komplikasyonların tespiti ve gerçekleştiği durumda uygun tedavinin uygulanmasıdır. Cerrahi öncesi komplikasyon riskini artıran nedenlerin (örneğin başka bir hastalığın varlığı, sigara, alkol, yara iyileşmesini etkileyen başka faktörler, anestezik riski arttırabilecek başka hastalıklar gibi) önden tespiti ve gerekirse önce tedavi edilmesi, komplikasyonun ortaya çıkış riskini oldukça düşürmektedir. Benzer olarak ameliyat sonrası olası komplikasyon riskinin bilinerek alınabilecek önlemler ile (erken mobilizasyon, solunum eğitimleri, sıkı takip ve izlem, uygun medikal tedavilerin erken süreçte başlanması gibi) sürecin sorunsuz tamamlanmasını sağlar.

Ameliyat sonrası süreçte önemli olan bir diğer nokta ise istenmese de gerçekleşen bir komplikasyonun erken tespiti ve uygun tedavisidir. Kanser gibi hastalıklarda da her zaman söylenen ‘Erken teşhis hayat kurtarır’ gerçeği tüm cerrahi komplikasyonlar içinde geçerlidir. Maalesef bir komplikasyonun tanısının erken süreçte konmaması, uygun tedavi ile kontrol altına alınabilecek durumun gecikme ile kontrol ve tedavi edilebilirlik dışına çıkmasına neden olmaktadır. Dolayısıyla hastaların mutlaka bilgilendirilmesi ve ameliyat sonrası hastanın sıkı takibi önem kazanmaktadır. Cerrahi ekibin tecrübe ve deneyiminin en önemli faktör olduğu asla unutulmamalıdır.

Sık Sorulan Sorular

Temel olarak ilk aranan şart Tip 2 şeker hastası olmak, ek olarak insülin salınımı açısından uygun pankreatik rezerv kapasitesine sahip olmaktır. Aynı zamanda yeterli insülin rezervi ile beraber toklukta insülinin yeterli salınım yanıtı da aranan özelliktir. Yeterli insülin üretim ve salınımı olan hastalarda oral antidiyabetik hap (OAD) ve/veya insülin kullanımı cerrahiye engel değildir. Ek hastalıkların varlığı (obezite, hipertansiyon, astım, uyku-apne sendromu gibi) ameliyata engel bir durum olmamakla beraber aksine uygulanacak cerrahiyle birçok hastalık ve belirtide belirgin düzelmeler izlenir. Geçirilmiş batın (karın) cerrahileri ameliyatı zorlaştırmasına rağmen aynı şekilde yapılacak ameliyata engel bir durum değildir. Ameliyat sonrası erken dönemde şeker hapları ve insülin kullanımı biter, ilerleyen dönemde antihipertansif ve antikolesterol ilaçların kullanımı sonlandırılır, CPAP gibi uyku apne cihazlarının kullanımı kontrollü şekilde durdurulur. Ameliyatı uygun olan hastalar aynı zamanda dahili, kardiyolojik ve anestezik değerlendirmelerden geçmelidir.

Diverted İleal İnterpozisyon ameliyatlarında midenin kesilmesi işlemi stapler olarak adlandırılan bir zımbalama sistemi ile yapılır. Zımba hattı işlem sonrası güvenli olarak kapansa bile hat boyunca kanamalar görülebilir. Son yıllarda çıkan bilimsel çalışmalar zımba hattının dikilmesinin ameliyat sonrası erken dönemde görülebilecek kanama riskini belirgin şekilde azalttığını göstermektedir. Benzer olarak hattın dikilmesinin kaçak görülme oranlarını azalttığı bilinmektedir. Dolayısıyla cerrahi komplikasyonların görülme riskini azaltmak adına zımba hattının dikilmesini mutlaka önermekteyiz.
Ameliyat sonrası yürüyüşlere en erken süreçte başlanır. İkinci haftadan sonra tempolu yürüyüşler ve yüzme gibi sporlar yapılabilir. Birinci aydan sonra ağırlıksız egzersizlere geçilebilir (Pilates gibi). Üçüncü aydan itibaren ise ağırlıklı sporlar rahatlıkla yapılabilir (Fitness, ağırlıklı egzersizler gibi).
Ameliyat sonrası yara yerleri subkutan (estetik) kapatılmışsa dikişlerin alınmasına gerek yoktur. Dikişleri normal kapatılmak zorunda kalınan hastalarda ise dikişler 12-15. günlerde alınabilir.

Ameliyat sonrası kilo kaybının en fazla olduğu dönem ilk 1 aydır. Bunun sebepleri ise sıvı gıdalarla düşük kalorili beslenme ve normal yağ kaybı ile beraber vücutta fazla tutulan sıvının kaybıdır. Dengenin sağlanması sonrasında ise kilo kaybı verilen yağ ile paralel seyreder. İlk ay görülen ortalama kilo kaybı 5-10 kilogramdır.

Takip eden aylarda ise gıda alımının miktarı kısıtlanmadığından dolayı ekstra kilo kaybı beklenmez ve hasta kilosunu korur.

Genellikle zayıf hastalara bu ameliyat uygulandığından dolayı, belirgin kilo kaybı ve sarkma olmaz.
Ameliyat sonrası zımba hattında iyileşmenin sağlanması sonrası mide bir miktar esneyebilir fakat midenin büyümesi görülmez.
Ameliyat sonrası hastaların kilo verme durumları aylık olarak iletişime geçilerek takip edilir. Kan değerlendirmeler ise 1. 3. 6. 9. ve 12. aylarda mutlaka yapılır.

Tip 1 şeker hastaları ameliyattan fayda görmeyeceği için ameliyat edilmezler. Tip 2 şeker hastalarında ise pankreatik rezervi uygun olmayan hastalar ameliyat edilmezler.

Ciddi kalp yetmezlikleri, kontrolsüz kalp-damar hastalıkları, son evre akciğer hastalıkları, aktif kanser hastaları veya tedavisini alanlar, portal hipertansiyon varlığında siroz, kontrolsüz madde veya alkol bağımlıları ve entellektüel kapasitesi ciddi şekilde bozuk kişilere cerrahi uygulanmamalıdır.